İKİ
SÜPER FİLM BİRDEN 1
Bu
yazının içeriği, başlıktan da anlaşılacağı üzere kısa
vadede vizyona girecek olan iki yeni filmin tanıtımı hakkında.
Bunlardan birisi “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin: Gizli Dünya”
(How to Train Your Dragon: The Hidden World) ve diğeri de “Ralph
ve İnternet – Oyunbozan Ralph 2” (Ralph Breaks the Internet –
Wreck-It Ralph 2)
Ben
şimdi size öyle teknik terimlerle ya da ne bileyim hikaye ve içerik
üzerinden ahkam kesmeye çalışarak bir değerlendirme
yapmayacağım. Sadece neden bu iki filmi de çok büyük bir merakla
beklediğimi ve neden sevdiğimi kendimce anlatıp, eğer aranızda
daha önce bu filmleri izlememiş olanlar varsa onların ufakta olsa
ilgisini bu filmlere çekmeye çalışacağım. Hepimiz animasyon
sevelim. Sonuçta animasyonlar sadece çocuklar için değil!
Serinin ilk filmi 2010, ikinci
filmi ise 2014 yılında vizyona girmişti. Üçüncü film ise Mart
2019 itibariyle seyirci ile buluşacak. Yani bir yıldan daha az bir
süre var önümüzde bu filmi izleyebilmek için. Peki bu film bize
ne vaad ediyor?
Kendi adıma, bu serinin ilk
filmini izlediğimde henüz çocukluktan ergenliğe yeni adım atmış
bir bireydim ve 15 yaşında bir kişi olarak izlediğimde inanılmaz
bir haz almıştım ilk filmden. Film bize insan ve ejderha
arasındaki mücadeleyi gösterirken aslında insanoğlunun bilmediği
şeye karşı nasıl önyargılı olabildiğini, acımasızca hareket
edebildiğini gösteriyordu.
İlk film ejderhalar
tarafından saldırıya uğrayan ve bu saldırılardan korunabilmek
amacıyla çocuklarını savaşçı olarak yetiştiren bir Vikimg
köyünde başlıyordu. Kurallar bir kişi hariç herkes için
basitti; ejderhalar kötüdür ve eğer elinde fırsat varsa onları
öldürürsün. Ana karakterimiz “Hiccup” ise köyün geri
kalanından farklı bir çocuktur ve ejderhaları öldürmekten çok
onları öğrenmeyi amaçlar. Ancak yinede köyün şefi olan
babasının ve çevresinin baskısı karşısında direnemez ve yine
köyün saldırı altında olduğu bir gün bir ejderha vurmayı
başarır. Saldırı gece gerçekleşmiştir ve hava aydınlanınca
ilk iş olarak vurduğu ejderhayı arar ve elbette bulur. Ejderha
yaralıdır ve uçamamaktadır. Hiccup bu fırsatı iyi
değerledirerek hem ejderhalar hakkında daha önce kimsenin elde
etmediği bilgilere ulaşır hemde bu ejderha ile zamanla dostluk
kurar. Adını da “Toothless” yani “Dişsiz” koyar.
İlk film genel itibariyle
“Dişsiz” ve “Hiccup” arasında dostluğun gelişimine ve
insanların ejderhalara bakış açısının değişmesine odaklanır.
Filmin başında korkulan ve nefret edilen ejderhalar, filmin sonuna
gelindiğinde ise birer arkadaş olabileceklerini kanıtlarken;
Hiccup’ın çabaları sayesinde insanlar tarafından kabullenilmeye
başlandılar ve ilk film bu şekilde sona erdi.
İkinci filmle birlikte yıllar
geçmiş, karakterlerimiz daha da büyümüş ve Viking köyünde
ejderhalar gayet olağan hatta hayatın çok önemli bir parçası
haline gelmiştir. Hiccup ve Dişsiz’in dostlukları daha da
ilerlemiş ve birlikte daha farklı adalar ve farklı ejderha
türlerini aramaya yoğunlaşmışlar. Hiccup araştırmalarına ve
ejderhalar ile ilgilenmeye tam gaz devam ederken babası ise onun köy
ile daha fazla ilgilenmesini ister.
Köy ve Hiccup’ın durumu
böyleyken geçmişten gelen iki farklı insan bir anda hem Hiccup’ın
hem Dişsiz’in hemde tüm köyün kaderini bir anda değiştirir.
Bu kişilerden birisi Hiccup’ın yıllar evvel kaybettiğini
sandığı annesidir ve aynı onun gibi ejderhalar ile ilgilenen ve
de bir ejderha kovanında yaşayan bir kadındır. Hiccup’a
ejderhalar hakkında yeni şeyler öğretir bu kadın.
Diğer tarafta ise Hiccup’ın
babasının geçmişinden çıkıp gelen ve Hiccup’tan farklı
olarak; ejderhalar ile arkadaş olmak yerine onları köleleştirmek
isteyen ve bunu yapabilmek için elinde bir alfa ejder bulunduran bir
adam ortaya çıkar ve işler bir anda karışır.
Sonuç olarak ikinci film
genel olarak hem Hiccup’ın hemde Dişsiz’in çocukluktan
yetişkinliğe geçiş hikayesini işler. Hayallerinin peşinde koşan
ve daha bencilce kararlar verebilen bir çocuk olarak başladığı
bu süreci köyüne önderlik edecek bir yetişkin olarak tamamlar
Hiccup bu filmde. Dişsiz de kendini daha da geliştirir ve çok daha
güçlü bir ejderha olur. Ancak en önemlisi Hiccup ve Dişsiz
ikilisinin dostlukları yaşadıkları olayların ardından çok daha
güçlü bir hal alır. Birbirlerine çok daha bağlı birer yetişkin
ve birer liderdir artık her ikisi de.
Şimdi buraya kadar ilk iki
filme, izlememiş olanlar için çok da spoiler vermemeye çalışarak,
değinmeye çalıştım kısaca. Şimdi en başta sorduğum soruyu
tekrar edeceğim; yaklaşık 5 yıl aradan sonra gelecek olan serinin
bu üçüncü filmi bize ne vaad ediyor? İlk film bir ön yargıları
yok etme filmiydi bana göre; ön yargıları yok etme ve empati
kurma filmi. Farklı düşünebilme, senden farklı olanın da senin
kadar yaşama hakkı olduğunu anlatan bir filmdi. İkinci film ise
bir gelişim filmiydi. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş,
bağışlayıcılık ve zamanı geldiğinde, gerektiği yerde
sorumluluk almayı öğretiyordu bize bu film. Yani kısaca bu iki
filmle birlikte hem Hiccup hem Dişsiz ve hemde onları izleyen bir
kuşak beraber büyüdük.
Şimdi öncelikle üçüncü
filmin fragmanını izlemeyenler varsa şurdan bir izlesinler:
Şimdi. Fragmanı izleyince bende uyanan ilk etki şu oldu; bu film Dişsiz’e ilk iki filmde olduğundan daha fazla odaklanacak. Şu ana kadar onun hayatta kalan son “Gecenin Öfkesi” olduğunu sanıyorduk ancak bu fragmanla birlikte gördükki yalnız değilmiş ve bu yeni Gecenin Öfkesi (Işığın Öfkesi) hem beyaz hemde bir dişi. Yani bu filmde Dişsiz’in aşk hayatına odaklanacağız. Diğer taraftan tüm Gecenin Öfkesi ejderhalarını avladığını söyleyen bir adam ortaya çıkıyor ve görüyoruz ki bu filmin kötüsü direkt olarak Dişsiz’i hedef alıyor. Daha öncesinde ejderhalar genel olarak bir hedefti ama bu filmin odak noktası kesinlikle Dişsiz. Dişsiz’i bir kenara bırakırsak diğer yanda Hiccup’ın önderliğinde Viking köyü iyice gelişirken, ejderhalar ile olan ilişkileri de çok daha ilerlemiş. Elbette Hiccup da aynı bu filmleri takip eden benim neslimin üyeleri gibi yaşı ilerlemiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Merak ediyorum daha da olgunlaşmış ve artık bir lider olan Hiccup, bu filmde hem köyünü hemde en yakın dostunu bu yeni ve azılı düşmandan nasıl koruyacak? Fragmanda gördüğüm savaş sahnelerinden bu defa işlerinin her zamankinden çok daha zor olacağını düşünüyorum. Ayrıca bir diğer önemli noktada bu “Gizli Dünya” denilen yer. Nasıl bir yer burası? Bir ejderha cenneti mi ve elbette Hiccup haritalardan silinmeliyiz derken halkını ve ejderhaları bu yeni buldukları yere mi taşımayı düşünüyor? Açıkçası bu soruların ve çok daha fazlasının cevabını bulabilmek için Mart 2019’u sabırsızlıkla bekliyorum. İlk fragman bana şimdilik bu güzel seriye şahane bir sonla veda edeceğimiz izlenimini uyandırdı. Peki siz ne düşünüyorsunuz?
Kazan (10/06/2018)
Yorumlar
Yorum Gönder