6) Age of Samurai: Battle for Japan (2021-1 Sezon 6 Bölüm): Japonya’ya, Japon kültürüne ve tarihine meraklı biri olarak, belki de en sevdiğim, daha doğrusu beni en çok heyecanlandıran dönem, 16. yüzyıl ortasında başlayan birleşme hareketidir. Bu harekete ise önderlik eden üç büyük lider bulunmaktadır; “Oda Nobunaga”, “Toyotomi Hideyoshi” ve “Tokugawa Ieyasu”. Oldukça kanlı geçen bu dönem ve üç liderin peş peşe yaptıkları iktidar savaşları ile birlikte Japonya’yı parça parça yöneten derebeyleri, yüz yıldan daha uzun bir süre sonra “shogun” olarak anılan askeri hükümdar altında birleşmişlerdir. Bu belgesel dizi de 1551 yılında, Oda Nobunaga’nın Oda klanının başına geçmesiyle başlayan süreci, ülkeyi barış dönemine sokan Tokugawa Ieyasu’nun 1615 yılında ölümüne kadar 6 bölüm içerisinde anlatır. Bir yandan kurmaca sahnelerde aktörler tarafından canlandırılan bu tarihi figürleri izlerken, bir yandan da konuda uzman tarihçilerin anlatımlarını dinleme imkanı buluruz. Bu yönüyle, yine Netflix üzerinden yayınlanan Osmanlı dizisi ile benzer bir çalışma ama bu dizinin kurmaca yönü daha geri planda diyebilirim. Ben çok zevk alarak izledim ve oldukça bilgi verici buldum. O sebeple, Japonya hakkında bir şeyler öğrenmek isteyen herkese tavsiye ederim.
7) Kozmik Kid/Craig McCracken (yaratıcı) (2021-1 Sezon 10 Bölüm): Süper kahraman teması işleyen eğlenceli bir çizgi dizi. Biraz “Marvel”ın “Sonsuzluk Taşları”nı andıran bir konusu var. Uçmaya, geleceği görmeye, kendini klonlamaya, fiziksel olarak büyümeye ve portal açmaya yarayan beş tane kozmik taş vardır. Derin uzayda ise birçok ırk bu taşları ele geçirmek için mücadele halindedir. Bu mücadele döneminde, taşları taşıyan bir uzay gemisi, düşmanlarından kaçarken kaza geçirir ve dünyaya düşer. Kaza yapan uzay gemisinden düşen taşları ise küçük bir çocuk bulur. Sonrasında ise taşların dördünü başkalarına; bir ergene, küçük bir kıza, yaşlı bir adama ve de bir kediye vererek kendine bir süper kahraman takımı kurar. Kendilerine “Yerel Kahramanlar” diyen bu ekip, kısa süre içerisinde taşlar için gelen uzaylılar ile mücadele etmeye başlarlar. Bir yandan düşmanları alt ederken, bir yandan da taşları kullanmayı benimseyip kahraman olmanın da aslında ne olduğunu öğrenirler. Oldukça renkli karakterler barındıran bir dizi ve benim favorim kesinlikle kedi. Üstelik bu dizi, tek sezonluk bir macera gibi de durmuyor şimdilik. Umarım yeteri kadar izlenir ve “Netflix” de ikinci sezon onayını verir.
8) High-Rise Invasion (2021-1 Sezon 12 Bölüm): Uzun bir süredir yeni bir anime serisi izlemeye başlamayalı çok olmuştu. Elbette hali hazırda “One Piece”, “Boruto” ve “Shingeki no Kyojin” serilerini haftalık olarak izliyorum ama bayağıdır bir seferde bir sezon olayına girmemiştim ve kendimi anime sever olarak tanımlamak konusunda biraz geride kaldığımı hissettim; öyle ki en son izleyip de bitirdiğim anime serisini bile unuttum. Bu sebeple de güncel bir seri seçip bitirmeye karar verdim. Ancak bu animeye başlarken çeşitli tereddütlerim vardı. Oysa son bölüm geldiğinde ise, “Bu kadar mı, başka bölüm yok mu?” diye sorgular halde buldum kendimi. İkinci sezonu iple çekiyorum. Bir dünya düşünün; içine çekildiniz bir anda. Bu dünyada gökdelenler ile dolu bir şehirde, bir çatı katında buldunuz kendinizi. Binaların hiçbirinde zemine ulaşan merdivenler veya asansörler çalışmıyor. Bir binadan ötekine geçmenin tek yolu ise asma köprüler. Üstelik binalarda dolaşıp insanları intihara zorlayan veya doğrudan öldüren, gülen suratlı maskeler takan kişiler var. İşte “Honjo Yuri” adlı liseli genç kız, bir anda kendini böyle bir şehirde bulur ve hayatta kalmak için mücadele vermeye başlar. Ayrıca abisi “Honjo Rika” da bu diyara getirilmiş insanlardan birisidir ve iki kardeş, birbirlerine ulaşmak için mücadeleye başlarlar. Her ikisi de bir yandan bu dünyanın sırrını çözmeye çabalarken, diğer yandan da müttefikler toplayarak düşmanları ile savaşırlar ve tek düşman gülen maskeliler değildir. Çok daha tehlikeli bir düşman kendi kuvvetini giderek arttırmaktadır. Şiddet dozu oldukça yüksek olduğu için “18+” bir sınırlandırması var ama yetişkinler için rahatlıkla önerebileceğim bir seri. Beklentimi aşan, kaliteli bir anime serisi. Sıkılmadan izleyip kısa zamanda bitirdim.
9) WandaVision/Jac Schaeffer (2021-1 Sezon 9 Bölüm): Pandemi sebebiyle 2020 yılını pas geçen “Marvel Sinema Evreni”nin 2021 yılı itibariyle ilk projesi. Şimdiye kadar oldukça geri planda kalmış olan “Scarlet Witch” karakterine odaklanan bu dizinin hikayesini çok sevmiştim. Yani eski Amerikan sitcomları gibi bir biçimi olması ilgi çekiciydi ama final bölümünü beğenmedim. Sürekli “Doctor Strange” bu diziye konuk olacak, final bölümünde büyük bir sürpriz yaşanacak gibi söylemler vardı ama son bölüm geldiğinde yaşadığım tek sürpriz, hayal kırıklığı oldu. Öyle büyük bir final izlemedik bana göre; tamam bir dram vardı. Bunu kabul ediyorum ama beklenmeyen bir şey değildi. Sinema evreninin gidişatını değiştirecek daha yıkıcı bir son beklemiştim ben. Evet “Agatha Harkness” karakterinin ağzından gelecek için bir ima var ama sadece diyalog yoluyla olunca zayıf kalıyor. Üstelik mutant meselesine de girmediler ve o durum da arada kaynadı. Bir çok açıdan mutsuzum açıkçası ama yapacak bir şey yok. Yazmışlar, çekmişler ve bir şey ortaya koymuşlar. Bu artık değişmez. Olduğu şekliyle kabullenip geride bırakmak ve yeni maceralara yelken açmak gerekiyor.
10) Cannon Busters (2019-1 Sezon 12 Bölüm): Fena bir anime değil ama sanki ikinci bir sezon gelmeyecek gibi. O sebeple biraz anlamsız bir noktada, yarım kalıyor. İlla ki izleyin demem yani. Hikaye, birçok animede olduğu gibi, alternatif bir dünyada geçiyor. Yeri geldiğinde dev bir robot boğaya dönüşen, kocaman bir klasik arabayla seyahat eden “Philly the Kid” adlı ölümsüz kovboy (ölüp ölüp dirilen bir arkadaş ki her ölüşünde vücuduna yeni bir sayı işleniyor ve ölüm oranını yansıtıyor), yolculuğu sırasında iki tane robot ile karşılaşıyor. Ufak tefek olanı bir tamir robotudur ve neredeyse tek derdi ise “Bessy” adını verdikleri arabaya iyi bakmaktır. Diğeri ise Sam adlı bir arkadaşlık robotudur. Her tanıştığı kişi ile arkadaş olmak üzere programlanmıştır. Bu iki robot, Philly’nin onları, Gara Kalesi adlı yere götürerek Prens Kelby adlı kişi ile buluşturmasını isterler çünkü Philly’nin o kalenin yerini bildiği bilgisine ulaşmışlardır. Philly, ilk başta bu iki robota yardım etmek istemez ama sonrasında geçmişten gelen acı bir anı, Philly’nin de motivasyonunu değiştirince, hep birlikte kaleye doğru yola çıkarlar. Bu yolculuk sırasında, birçok farklı şehirde, birçok farklı kişi ile tanışırlar. Kimi iyi olsa bile, tanıştıkları birçok kişi kötüdür ve çoğu da Philly’nin başındaki ödülün peşindeki kelle avcılarıdır. Ancak Philly’nin ölümsüzlüğü ve Sam’in tehlike anlarında bir yıkım silahına dönüşme gücü, yolculuğa devam etmelerinin anahtarıdır. Kusura bakmayın; biraz dağınık bir anlatım oldu ama hala kendi içimde bu seriyi sevip sevmediğimin çatışmasını veriyorum. Aslında oldukça ilginç ama gelişimlerini tam olarak ilerletemeyen birçok karakter ve ilginç bir alternatif dünya içeriyor ama işte kuvvetle muhtemel yarım kalacak.
Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder