İFL 2023-X

 

91) Rocky/John G. Avildsen (1982): “Rocky” serisinde yer alan filmleri kim bilir kaç defa izlemişimdir ama bu filmleri her daim Türkçe dublaj ile izleyip öyle sevmiştim. Şimdi bu filmi orijinal dilde izleyince çok garipsediğimi ve hatta fazlasıyla durağan bulup sıkıldığımı itiraf etmem lazım. Sanırım bu film bugün çekilmiş olsa bir hit olma şansı pek yoktu.

92) Hazine/Canbert Yerguz (2022): Vasat üstü bir yerli kara komedi. İzlenir yani.

93) Aşk Taktikleri/Emre Kabakuşak (2022): Sanırım içten içe romantik filmleri gerçekten seviyorum. Gerçi güzel bir aşk öyküsü sevmeyen var mıdır? Ancak yanlış anlaşılmasın, bu filmin çok iyi bir romantik film olduğunu falan iddia ediyor değilim. Kafa yormayan, sakin vakit geçirmek için izlenilebilecek ama tek seferlik bir film. Dönüp tekrar da izlenmez.

94) Mission: Impossible/Brian De Palma (1996): Hollywood filmlerini seven biri olarak belki de düzenli olarak izlemediğim nadir serilerden birisidir “Görevimiz Tehlike”. Malum bu yılın önemli filmlerinden ya da en azından gişe canavarı olması beklenen filmlerinden birisi de serinin son filmi. Onu daha yeni izlemişken ve heyecanım tazeyken külliyata daha da hâkim olmak istedim. Tabi son filmin aksiyon ve macerasından sonra ilk film biraz yavan geldi ama yine de heyecanlı bir casus öyküsü olduğunu söyleyebilirim.

95) Cahil Periler/Ferzan Özpetek (2001): Bu filmi kız kardeşim çok sevdiği ve bana önerdiği için izledim ama şu son zamanlarda “Ferzan Özpetek”in çok da hastası sayılmam. Evet, bir noktada bizi Avrupa sinemasında temsil eden bir isim olması kıymetli ama artık hep aynı şeyi anlatıyor hissinden kurtulamıyorum. Yani cahilce ya da saygısızca bir şey söylemek de istemiyorum ama sürekli eşcinsellik meselesi içinde sıkışıp kalan öyküler anlatıyor oluşu beni biraz sıktı. Elbette burada derdim eşcinsellik değil, ben sadece yönetmenin pek de cesur hareket etmediğini düşünüyorum. Bir konu özeline saplanıp kalmış durumda sanki. Evet, azınlık bir grubun hakkı elbette savunulmalı ve görünürlükleri arttırılmalı ama bir yönetmen ve sanatçı olarak Ferzan Özpetek’in yaratıcılığını sorguluyorum.

96) Oppenheimer/Christopher Nolan (2023): Biçimsel olarak harika ve tam bir sanat eseri; CGI teknolojisine aşırı bel bağlanan ve tembelleşen sinema ortamında tam anlamıyla çalışkan bir film. Üstelik muazzam bir oyuncu kadrosu ve oyunculuk performansı ile ışığını parlatıyor. Yine de biçimi ve oyuncu performansları için hissettiğim olumlu düşünceyi öykü/içerik için paylaşmıyorum. Ortada bir eleştiri mi var yoksa Hollywood yine her zaman olduğu gibi iğneyi kendine batırarak çuvaldızdan mı kaçıyor diye sormak istiyorum. Bunu bir düşünelim.

97) Copshop-Belalı Karakol/Joe Carnahan (2021): Tek mekân filmlerini çok severim çünkü mekân kısıtlılığı öykü anlatıcılığında yaratıcılığı mecbur kılar, zeki çözümler ürettirir ama bu filmi o kadar da sevmedim; vasat bir iş demek yanlış olmaz. Mafyadan kaçan bir dolandırıcı, yakayı taşra polisine kaptırıp nezarete atılır. Ardında da ödül avcıları gelip karakolu basarlar ki dolandırıcıyı yakalasınlar. Böylece karakolun altını üstüne getiren çatışmalar başlar.

98) Mission: Impossible II/John Woo (2000): İlk filmden daha heyecanlı ve çok daha karışık bir casusluk macerası ile geri dönen serinin ikinci filmi. Eğlendim ve sanırım kalan filmleri de vakit kaybetmeden izleyeceğim.

99) Barbie/Greta Gerwing (2023): “Barbie” oyuncağı benim açımdan hiçbir önem arz etmemiştir hayatım boyunca; yani filmi sadece “Margot Robbie” hayranlığım yüzünden izlediğimi açıkça itiraf etmem lazım ancak eğlendim, yalan yok. Yine de sonuçta bu bir Hollywood filmi ve dünyayı (kadın-erkek eşitliği/eşitsizliği üzerinden) değiştirecek de bir mesaj vermiyor. “Oppenheimer” filminin iğne-çuvaldız olayının farklı bir sürümü var karşımızda sadece.

100) Müstakbel Damat/İlker Ayrık (2022): Boş vaktinizde sizi yormadan izleyebileceğiniz çerezlik bir film, tatlı bir komedi. Tavsiye edebilirim. Bu filmi izlemek ben de Kıbrıs’a bir ziyarette bulunma hissi uyandırdı açıkçası.

Bir önceki listeye buradan buradan ve bir sonraki listeye de şuradan ulaşabilirsiniz.

Kazan