İFL 2023-IX

 


81) Caniko/Selçuk Metin (2022): “Selçuk Metin” yönetmenliğindeki bu belgesel film serisini seviyorum ve fırsat buldukça da hepsini izlemek istiyorum. Bu seri sayesinde Türk tiyatrosunun “Haldun Dormen”, “Metin Akpınar” ve “Yıldız Kenter” gibi büyük isimlerini daha iyi tanıma fırsatı buldum. “Caniko” adlı serinin bu filmi, tamamen Yıldız Kenter ve “Kenter Tiyatrosu” odaklı; çok öğretici bir film. Açıkçası hem bu filmi hem de tüm seriyi herkese mutlaka tavsiye ederim.



82) Kibar Feyzo/Atıf Yılmaz (1978): Hep söylerim, favori Türk filmimdir kendisi ve ne zaman fırsat bulsam, hiç sıkılmadan, her zaman tekrar tekrar izlerim. Her sene en az bir defa izlemem şart gibi bir şey. Neyse efendim, kesin herkes izlemiştir ama izlemeyenlere de mutlak tavsiye edilir.



83) RRR/S. S. Rajamouli (2022): Film müziği klasmanında “Oscar” kazanmış bir film olarak dikkatimi çekti ve gerçekten güzel bir şarkısı var. Yalan yok eğlenceli de bir film ama bu üç saatlik destana ve içerdiği öykü sarmalına herkes katlanabilir mi emin değilim. Kimi izleyici için sabır zorlayıcı olabilir.



84) Sen İnandır/Evren Karabıyık & Murat Saraçoğlu (2023): Tek seferlik bir romantik film. Evet, izlenir ve eğlenceli de olur ama dediğim gibi tek seferlik bir keyif. Tekrar tekrar dönüp bakacağın bir film olmaz.



85) Genco/Selçuk Metin (2023): Türk tiyatro efsanelerini konu alan belgesel film serisinin bir diğer halkası. Tabi bu film diğerlerinden konsept olarak biraz farklı çünkü bu filmde “Genco Erkal” bizzat kendisi bize kendi yaşam öyküsünü anlatıp İstanbul’un farklı mekanlarında bir tiyatro turuna çıkarıyor. Bu turda hem Türk tiyatrosunun geçmişine hem de Erkal’ın kariyerine bir ışık tutuyoruz. Oldukça keyifli bir yapım. Bu filme ve genel olarak bu projeye emek veren herkese büyük bir teşekkür sunmak gerekir. Mutlaka izlenmesi gereken bir seri olduğunu düşünüyorum.



86) Indiana Jones and the Dial of Destiniy/James Mangold (2023): Son yıllarda yükselen feminist dalgadan “Indiana Jones” serisi de nasibini almış. Şimdi böyle söyledim diye kadın düşmanı gibi de anlaşılmak istemem ama ben sinemada yapılan şu işe gerçekten karşıyım. İkonlaşmış erkek bir film karakterinin kadın versiyonunu yaratma çabasını anlamıyorum. İzleyenler bilir; dördüncü filmde Indiana Jones’un oğlu evrene dâhil edilmişti. Bu filmde ise o oğul savaşta öldürülmüş ve adeta yerini Indiana’nın bir arkadaşının kızı almış. Bu kız da elbette genç Indiana Jones’un kadın versiyonu ve eminim ki film gişede başarılı olsaydı seri bu yeni karakter üzerinden devam ettirilecekti ancak gişe sonuçları bunu pek mümkün kılmıyor gibi. Yani benim takıldığım nokta şu; güçlü, bağımsız bir kadın karakter yaratıyorsunuz ama bunu alıp Indiana Jones’un gölgesine sokuyorsunuz ve bu şekilde kabul görmesini umuyorsunuz. Neyse, çok uzatmayacağım. Yine de şurada dürüst olayım ki dördüncü filmden çok daha güzel bir yapım.



87) Dune: Part One/Denis Villeneuve (2021): Devam filmleri de gelip üçlemeyi peş peşe izledikten sonra çok zevkli bir film serisi, bir evren olabileceği kanaatindeyim ancak şu an için "Dune" evrenine tamamen yabancı olan benim açımdan oldukça temposuz bir filmdi. Yine de filmi yerden yere vuruyor falan değilim. "Dune Part I", evreni, karakterleri, dinamikleri ve çatışmaları seyirciye sunarak bizi sonrasına hazırlayan bir film.



88) Eller Yukarı, Damat!/Tyler Spindel (2023): Eğlenceli bir film. Beni yormayacak, aksiyonu ve komedisi bulunan bir film izleyeyim diyorsan bu yapıma bir şans verilebilir. Öykü özetle şöyle; bir banka müdürünün yönettiği şube, evlenmek üzere olduğu sevgilisinin ebeveynleri tarafından soyulur ve aksiyon başlar.



89) See How They Run/Tom George (2022): Bir başka eğlenceli yapım daha. Dürüst olmak gerekirse pek bir beklentim olmayan, fragmanı ile beni çok da çekmeyen ama oyuncu kadrosu sebebiyle şans vermek istediğim bir yapımdı ki şans verdiğime memnunum. Güzel bir dedektiflik ve polisiye anlatısı. Biri yaşlı ve yorgun, diğeri genç ve hevesli iki polis, bir tiyatroda işlenen cinayeti çözebilmek adına zoraki bir ortaklığın içine girerler ve olaylar gelişir.



90) Mission: Impossible-Dead Reckoning Part One/Christopher McQuarrie (2023): Bu efsane serinin tüm filmlerine hâkim değilim; yani şöyle baştan sona oturup izlemişliğim yok ama yine de bu filmi izlemek istedim ve pişman da değilim. Tür sinemasının ve klasik anlatının hakkını veren tam bir aksiyon filmi. Kendi adıma çok keyif aldım ve filmin ikinci yarısını da heyecanla bekliyorum. Bu arada seriyi baştan sona izlemem de iyi olacak gibi.


Bir önceki listeye buradan ulaşabilirsiniz.


Kazan

Yorumlar