İFL 2024-II

11) Çocuk ve Balıkçıl/Miyazaki Hayao (2023):

 


12) Efsane/Selçuk Aydemir (2024): Yılların artık alışkanlık haline getirdiği klasik bir “Selçuk Aydemir” komedi filmi. Eğer yönetmenin ve birlikte çalıştığı oyuncu kadrosunun daha önce yaptıkları filmleri, en azından birkaçını izlediyseniz, az çok bu filmde de ne göreceğinizi tahmin edebilirsiniz. Ancak yalan yok, gözler “Murat Cemcir”i bir aramadı değil.

 


13) Nimona/Nick Bruno & Troy Quane (2023):

 


14) Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance)/Alejandro G. Inarritu (2014):

 


15) Kibar Feyzo/Atıf Yılmaz (1978): Hep söylerim, en sevdiğim Türk filmidir. Bu sebeple de her yıl en az bir defa izlemek isterim ama 2023 yılında denk getirip de izleyememiştim; özlemişim. Bu izleyişimde emin oldum ki ben bu filmden hiç sıkılmıyorum.

 


16) Madame Web/S. J. Clarkson (2024): Sinema sitelerinde gördüğüm yorumlar her ne kadar çok olumsuz olsa bile ben kendi adıma beklediğimden çok daha iyi bir film buldum. Açıkçası genel anlamda “Sony” şirketi tarafından üretilen “Marvel” filmlerini çok sevmiyorum. Evet, kendilerince ellerindeki “Örümcek Adam” karakterlerini verimli şekilde kullanmak ve “Marvel Sinema Evreni” ile oluşan süper kahraman dalgasından nemalanmak istiyorlar ama sanırım şunu her seferinde unutuyorlar ki sadece çizgi roman karakterini içeren bir film yapmak yetmez; filmine öykü ve karakterler dışında da emek ve para harcaman gerekiyor. Dediğim gibi, bu filmi genel olarak sevdim. Sıkmayan, temposunu yitirmeyen, kendini de çok abartmayan bir film ama işte o kostümler hiç olmuş mu ya?

 


17) The Killer/David Fincher (2023): Sabah kalkıp bugün ne izlesem diye düşündüğümde aslında aklımda daha çok bir animasyon ya da komedi izlemek vardı ama bir şekilde kendimi bu filmi seçer halde buldum. Dürüst olmalıyım, film başlarken sıkılacağım yönünde bir önyargım, hissim vardı ancak yanıldım. Filmin fragmanını izlediğimde “Taşıyıcı” filmindeki gibi alınan göreve itaatsizlik ve yaptığı işi sorgulamaya başlayan bir adamın anlatısını izleyeceğimi düşünmüştüm ama hiç de öyle olmadı. Evet, bir intikam ve hesap sorma öyküsü izledim ama ana karakterimiz olan kiralık katil hiçbir zaman çizgisini bozmadı ya da zafiyet göstermedi. Baştan sona neyse o olarak kaldı. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir film.

 


18) The 13th Warrior/John McTiernan (1999): Çocukluğumda, bir gece yarısı televizyonda izlediğim ama bitiremediğim bir filmdi. Açıkçası anılarımda çok daha korkutucu ve efsaneviydi. Ancak şimdi tekrar izleyince anlatıyı biraz zayıf buldum. Yani sürgüne giden Arap bir şair, sırf kâhin bir kadın öyle dedi diye yolda karşılaştığı Vikingler ile hiç bilmediği bir diyardaki bir yerleşimi kurtarmak için yola çıkıyor ve insan yiyen yamyam bir kabile ile savaşa giriyor. Evet, sıkılmadan izledim diyebilirim ama çok da sevmedim.

 


19) Manhattan/Woody Allen (1994): Aslında “Woody Allen” sinemasını çok severim, her ne kadar tüm filmlerini izlememiş olsam bile. Bu durum “Paris’te Gece Yarısı” adlı filminden beri bu şekilde devam ediyor. Ancak ilk defa bir Woody Allen filminde sıkıldım ve tek seferde bitiremedim; oysa çok uzun bir film dahi sayılmaz.

 


20) Justice League: Crisis on Infinite Earths-Part One/Jeff Wamester (2024): “DC Tomorrowverse” adlı animasyon evreninin 2024 yılındaki ilk filmi. Açıkçası ben bir önceki “DC Animasyon Evreni”ni daha çok seviyordum ve bitimine çok üzülmüştüm. Üstelik 2020 yılında başlayan bu yeni evrenin çizim formatı da çok hoşuma gitmemişti ancak yıllar geçip de filmler arttıkça bu evreni de sevmeye ve çizimleri göz ardı etmeye başladım çünkü gerçekten kaliteli öyküler işleyen filmleri var şimdiye kadar. Bu film ise çizgi roman orijinli ve daha önce “Arrowverse”de de işlenen “Crisis on Infinite Earths” öyküsünü merkezine alıyor. Hikâyenin odağında ise “The Flash” yer alırken, onun süper hızı ile zamanda ve mekânda sıçrayışlarını takiben farklı dünyaları ve zamanları izleyip sevdiğimiz kahramanların alternatif hallerini görüyoruz. Açıkçası bu sıçramaların bir noktada yorucu olduğunu itiraf etmeliyim ama elbette bu filmin yarattığı tüm boşluklar ikinci filmde anlam bulacaklar. Ne diyelim, ikinci filmi heyecanla bekliyorum.




Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de şuradan ulaşabilirsiniz.


Kazan

Yorumlar