İZLEDİĞİM FİLMLER LİSTESİ 2019-VI




51) Robin Hood/Otto Bathurst: İzlediğim en iyi versiyondu diyemem ama başroldeki Taron Egerton’ı beğendim. Zaten Egerton’ın “Kingsman” ve “Eddie The Eagle” filmlerini de severek izlemiştim. Açıkçası bu filmde beni çeken de yine bu oyuncu oldu. Film hakkında uzun uzadıya yorum yapmayacağım; sadece boş bir vakitte izlenebilecek, eğlendirici bir film.

52) Pardon/Mert Baykal: Türk Sineması’nın ya da benim şimdiye kadar izlediğim Türk filmlerinin içindeki en başarılı filmlerden birisi bana göre. Biçimsel, oyunculuk ya da hikaye yönünden demiyorum ancak eleştiri yönünden en iyilerden birisi benim açımdan. Modern bir taşlama eseri. Tekrar tekrar sıkılmadan izliyorum. 2004 yılında vizyona girmiş. Geride kalan 15 yıl içinde acaba kaç defa izledim?

53) Kong: Skull Island-Kong: Kafatası Adası/Jordan Vogt-Roberts: 2000 sonrası sinema dünyasında, sinema dünyasından kastım popüler sinema ve Hollywood, bir sinemasal evren oluşturma dönemi başladı. Şimdilik çoğunlukla süperkahraman filmleri ile ilerliyor. Ancak Warner Bros. şirketi farklı bir işe imza attı. Sinemanın ikonik canavarlarını içeren bir evren inşa etmeye başladı. Önce Godzilla filmi geldi, ardından bu film, bu hafta yani 31 Mayıs itibariyle de ikinci Godzilla filmi vizyona girdi. Şimdi sırada gelecek yıl izleyeceğimiz “King Kong vs. Godzilla” savaşını bize sunacak olan film var. ben açıkçası bu evrenin başarılı olmasını istiyorum. Bir yandan nostalji, diğer yandan farklı bir macera.

54) The Grinch-Grinç/Yarrow Cheney-Scott Mosier: Hristiyanların Noel kültürü tam olarak bizi yakalayan bir şey değil. Farklı bir kültür; dini temeller vs. Ancak “Illimunation” şirketinin animasyon filmlerini her zaman beğenmişimdir. “Çılgın Hırsız”, “Sing” ve “Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı”; başarılı projeler üretiyorlar. Bu filmde çok çok başarılı ya da farklı bir hikaye sunmasa bile kendini izletmesini biliyor. Sıradan, bilinen bir hikaye güzel tasarlanmış karakterler ile anlatılıyor. Benim favorim elbette köpek “Max”.

55) Triple Frontier/J. C. Chandor: Açıkçası filmin fragmanı daha aksiyon dolu ve hareketliydi. Seyirciyi çekebilecek tüm sahneler fragmana yerleştirilmiş. Bir aksiyon ve suç filminden daha çok bir yol filmiydi. Bir hedefe varmaya çalışırken karşılaştıkları zorluklar karşısında karakterlerin değişimini izledim. Neyse uzatmadan; pişman değilim, seviyorum popüler sinemayı.

56) Man On The Moon-Aydaki Adam/Milos Forman: Başından sonuna kadar neyin gerçek ya da neyin yalan olduğunu anlayamadığımız ve bu anlama çabasını sonuçlandıramadan bitişini izlediğimiz bir film Man On The Moon. Bu şüphe serüveni ayrıca karakteri anlamamızı ve onunla özdeşlik kurmamızı engelleyen en önemli faktörlerden birisi ve hatta birincisi. Yinede filmin başındaki jenerik kısmı karakteri anlamamız ya da ne ile karşılaşacağımızı fark etmemiz açısından güzel bir örnekti. Açıkçası akan bir film yok karşımızda; yani ben yer yer çok sıkıldım ve filmi durdurarak, dinlenerek izlemek zorunda kaldım. Ancak çarpıcı bir hikaye var karşımızda ve o yüzden ben beğendim diyorum.

57) Las aventuras de Juan Quin Quin/Julio Garcia Espinosa: Yer yer aksiyon, yer yer komedi, yer yer belgesel tadında bir filmdi. Devrimci mesajlarının yanında kendini izletecek bir hikaye sunuyordu. Elbette en büyük sorun Türkçe altyazı ile izleme imkanı bulamamam oldu. Bazı diyalogları anlamakta güçlük çektim. Ancak İngilizce altyazılıda olsa bir Espinosa filmi izleyebildim.

58) Kedi/ Ceyda Torun: Büyük paralara, büyük prodüksüyonlara ihtiyaç duyulmadan, sadece yaratıcı bir fikir ile ortaya iyi bir film çıkarılabileceğinin kanıtı. Bir sokak hayvanını, bir kediyi merkezine alarak; bir şehri tanıtan, o şehrin sorunlarına değinebilen bir film. Beğendim.

59) Murder Mystery/Kyle Newacheck: Film hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok. Altında çok başka anlamlar arayamayacağınız, sadece güldürmek amacıyla çekilmiş bir komedi filmi. Komik mi ya da değil mi kısmı tartışmaya açık elbbete. Ancak ben kendi adıma izlerken sıkılmadım en azından. Zaten Adam Sandler filmleri her zaman hoşuma gitmiştir. “Pixels”, “Büyükler”, “Gerçek Masallar”, “50 İlk Öpücük” ve “Happy Gilmore” ilk başta aklıma gelen izlediğim ve beğendiğim diğer bazı Adam Sandler filmleridir. Bu filmi saydığım diğer yapımlar kadar sevmemiş olsam bile sıkılmadım. Seyirci olarak bu da bir şeydir benim için.

60) Outlaw King/David Mackenzie: Biyografik filmleri her zaman sevmişimdir. Sanırım ortaya koydukları gerçeklik yönünden ötürü. Bu filmde aynı şekilde. İskoç-İngiliz mücadelesini anlatan bir başka yapım daha. Filmi beğendim ama keşke “Brave Heart” filmini izlemiş olsaydım dedim. İki film adeta birbirinin devamı şeklinde.

Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de buradan ulaşabilirsiniz.

Kazan


Yorumlar