21) Yasuke/MAPPA (2021-1 Sezon 6 Bölüm): Birçok animesini severek izlediğim “MAPPA” stüdyosunun “Netflix” için hazırlamış olduğu bir anime serisi. Aslında senaryo yazarı ve yönetmen Japon değil, ayrıca yapımcıların bazıları da yine Japon değil ama serinin bir Japon stüdyosunda hazırlanmış olması, anime olarak adlandırmak için önemli bir faktör. Netflix’in sevmediğim bir yönü var. ABD yapımı animasyonları da anime olarak pazarlamaya çalışıyor seyircisine; örneğin “Blood of Zeus” ya da “Castlevania” gibi seriler, ABD yapımı animasyonlar oldukları halde anime olarak lanse ediliyor. Bu serinin de aslında orijinal dili İngilizce fakat Japonca dublaj seçeneği de sunulmuş ve ben o anime hissini yaşayabilmek için Japonca izledim. Ayrıca serinin hikayesi de Japonya ve de Japon kültürü ile alakalı olduğu için, izlediğim şeyin bir anime olduğuna yönelik hissiyatım daha da kuvvetleniyor. O yüzden “Yasuke”nin melez bir anime olduğunu kabul etmiş olayım ve devam edeyim. Animenin hikayesi, Yasuke adlı siyahi bir samuray etrafında şekilleniyor. 1579 yılında Avrupalı bir tüccarın kölesi olarak Japonya’ya gelen Yasuke, burada ise dönemin önemli daimyosu yani toprak lordu “Oda Nobunaga” ile tanışır ve Nobunaga tarafından tüccardan alınır. Nobunaga’nın güvenini ve sevgisini hızla kazanan Yasuke, kısa zamanda samuray olarak onurlandırılır. Ancak derisinin rengi sebebiyle birçok samuray onu kabullenmez. Yine de Nobunaga’nın birleşmiş Japonya hayaline ulaşabilmesi için bağlılıkla hizmet eder. Ancak, tarihi bir gerçek olarak 1582 yılında Oda Nobunaga ihanete uğrayıp mağlup edildiğinde, Yasuke’nin samuraylık günleri sona erer. Efendisiz bir samuray yani ronine dönüşen Yasuke, taşrada ufak bir köyde inzivaya çekilir ve kayıkçı olarak bir yaşam sürer. 20 yıl sonra ise “Saki” adlı küçük bir kız ile karşılaşması, hem inzivasını sonlandıracak, hem geçmişle hesaplaşmasına neden olacak, hem de ona yeni bir amaç verecektir. Bu alternatif dünyada, sadece samuraylar değil, Japon mitolojisinden fırlamış gibi görünen mutant yaratıklar ve de çok popüler bir anime türü olan “mecha”ya selam çakarcasına dev robotlar bulunur. Yani, kişisel olarak, mutant varlığını sevdim ama dev robotları sevemedim. Teknolojinin sürece dahil olması bana göre o savaş döneminin ruhunu bozmuş ama Japon mitolojisi mutant ve de sihirli yaratıklar yönünden çok zengin olduğu için, bu tercihin hikayeyi oldukça güçlendirdiğini düşünüyorum. Neyse; Oda Nobunaga’nın ölümünü getiren “Hojo” daimyosu da mutant bir varlıktır ve kendisi gibi üstün güç barındıran Saki’nin varlığını öğrenince gücü ele geçirmek için kızın peşine düşer. Böylece Yasuke ve küçük Saki’nin kötü daimyo ile olan savaşı da başlamış olur. Yani sadece 6 bölüm olması çok üzücü ama belki yeni bir sezonu ya da sezonları gelir ve Yasuke’nin 17. yüzyıl Japonyası’ndaki maceralarını daha çok izleme şansı bulurum.
22) Harley Quinn/Justin Halpern-Patrick Schumacker-Dean Lorey (2019-2 Sezon 26 Bölüm): Komedi dozu yüksek ama içerdiği şiddet ve cinsellik yönüyle de daha çok yetişkinlere hitap eden bir DC animasyon dizisi. Hayatımıza “Joker”in sevgilisi olarak giren “Harley Quinn”in orijin hikayesinin, kendini bulma, kendisi olma ve Joker’den bağımsızlaşma sürecinin anlatıldığı güzel bir seri olmuş. Sevgili Harley, bir aşktan ötekine, Joker’den “Poisen Ivy”ye doğru giderken, bu süreçte “Clayface”, “King Shark” ve “Dr. Psycho” ile kendi süper kötü takımını kuracak ve de tam anlamıyla maceradan maceraya koşacak. Hikayenin merkez noktası “Gotham City” olduğu için “Batman” ve de onun neredeyse tüm düşmanları da kendilerine bu seride yer bulmaktadırlar. Yani Harley Quinn ve takımı zaten şahaneler ama onları bir kenara bırakırsak, özellikle yan karakterler içinde en sevdiğim karakter kesinlikle “Alfred” oldu; özellikle Batman ile ilişkileri şahaneydi. Aynı şekilde “Komiser Gordon”a da bir o kadar sinir oldum diyebilirim. Neyse işte çok uzatmaya gerek yok. DC sever bir kişinin zevk ala ala izleyeceği güzel bir animasyon. Güçlü, renkli karakterler ve eğlenceli hikayeler ile dolu tam 26 bölüm, şimdilik.
23) Invincible/Robert Kirkman-Ryan Ottley-Cory Walker (yaratıcılar) (2021-1 Sezon 8 Bölüm): Çizgi romandan uyarlama bir başka süper kahraman macerası daha. Ancak son yıllardaki akımı takip eder bir şekilde daha şiddetli ve yetişkinlere yönelik bir seri. 8 bölümün her birinde kan, vahşet ve ölüm var. Aslında bunun daha gerçekçi bir fantastiklik olduğunu söylemek mümkün çünkü son yıllara kadar gördüğümüz birçok süper kahraman projesinde, karşılaştığımız epik savaşların arka planında sivil halka neler olduğu bize pek fazla sunulan bir şey değildi ama şunu unutmamak lazım; iki veya daha çok insan üstü varlık bir şehirde savaşmaya başlayıp binalar yıkılır, trafik kazaları olursa, yüzlerce ve hatta binlerce insan kolaylıkla ölür. Bu dizinin gerçekçi yönü tam olarak buydu. Kahramanlar ile kötülerin savaşında ezilen, zarar gören siviller. Üstelik zarar veren bir tek kötüler değil. Kahramanların kontrolsüz güçleri de bir o kadar yıkıcı. Neyse efendim; dizinin hikayesi ise Mark adlı 17 yaşındaki bir genç etrafında şekilleniyor. “Omni-Man” adlı bu dünyanın “Superman”i konumundaki kahramanın oğlu olan Mark, güçlerini elde ettikten sonra hızlıca kahramanlık işlerine girer ve tıpkı babası gibi olabilmek adına mücadele verir. Ancak ne kahraman olmak sandığı gibi bir iştir ne de babası olduğunu sandığı o yüce kahramandır. Kendine “Invincible” adını veren Mark, tüm bunları, birçok savaş, zihinsel ve fiziksel acı, ölümler ve hayal kırıklıkları ile öğrenmek zorunda kalır. Ancak ilk sezonun tüm vahşetine karşın bu daha başlangıçtır ve sezon finali göstermektedir ki olaylar çok çok daha büyük ve kanlı bir hal alacak. İlk sezonu, Invincible’ın bir kahraman ve birey olarak büyüme, olgunlaşma süreci olarak görmek gerekiyor. Sonraki sezonlarda çok daha havalı ve güçlü bir kahraman göreceğimizi düşünüyorum. Gerçekçi bir süper kahraman hikayesi izlemek isterseniz, bu dizi tam sizlik.
24) Jupiter’s Legacy (2021-1 Cilt 8 Bölüm): Bu ara süper kahraman hikayelerine doydum adeta. Önce “Harley Quinn”, ardından “Invincible” ve şimdi de “Jupiter’s Legacy”. Yani aşırı sevdiğimi söylemem zor. Bence ABD vatandaşı olmayan herkes için geçerli bir duygu bu benim hissettiğim şey. Yani yüzlerce yıldır kimsenin erişemediği güce Amerikalılar erişiyor falan filan. Ama sevdiğim bir yönü de var bu dizinin. Hikaye, iki paralel zamanda; hem 2021 hem de 1929’da başlıyor ve bir yandan günümüzün yaşlı kahramanlarının güçlerini ilk başta nasıl kazandıkları gösterilirken diğer yandan da değişen dünyada yaşlı kahramanların dünyayı siyah ya da beyaz olarak gören ahlaki kodları ile çelişen genç kahramanlar sunuluyor çünkü genç kahramanlar, artık daha gri bir dünyada kahraman olmak için çabalıyorlar. Üstelik ilk sezon, bu çatışmalar içinde çok güzel bir ters köşe ile biterek ikinci sezona karşı bir talep oluşturuyor. Bu dizide, bir kez daha bir “Justice League” uyarlaması görüyoruz. “Superman”in bu dizi evrenindeki göstereninin adı ise “Ütopyalı” ve bu arkadaş 100 küsur yaşında. Yani son yıllarda görünür hale gelen “Homelander” ve “Omni Man”den sonra bir yenisi daha çıkmış oldu. Tamam bu karakterler de birer çizgi roman uyarlaması ama Superman’in ve diğer Justice League üyelerinin bariz etkileri inkar edilemez. Kısacası çakma, alternatif Superman örnekleri bir yerden sonra sıkcı olmaya başladı diyebilirim. Umarım daha fazlası olmaz. Ben süper kahraman olayına bayılırım ama biraz değişim, biraz alternatiflik ve farklılık bekliyorum artık.
25) Castlevania/Warren Ellis (yaratıcı) (2017-4 Sezon 32 Bölüm): “Dracula” meselesini güzel işleyen bir animasyon dizi. Sanırım bir oyun uyarlaması olarak yaratılmış ama oyununu hiç oynamadım; o sebeple bir kıyaslama yapamayacağım. Dizi, 15. yüzyıl Doğu Avrupa coğrafyasında vampirler ve insanlar arasında, kimi zaman vampirlerin kendi arasında süren savaşlar ile ilerleyen bir hikayeye sahip. Fantastik yaratıkların, büyücülüğün ve de kanlı kapışmaların yaşandığı anların ardı arkası kesilmiyor anlayacağınız. Güçlü, karizmatik karakterler ve de tempolu bir anlatım ile sıkmadan ilerliyor. Yani öyle ki Dracula’ya bile sempati duyabiliyorsun. Gerçi “Vlad Tepeş”i anlatırken şimdiye kadar olan bölümlerde “Osmanlı”ya hiç değinilmemiş olması bir tık üzdü ama serinin yeni sezonları gelecek gibi; belli mi olur, belki de Osmanlı topraklarına da taşan bir macera yaşanır ileride. Neyse işte; severek izlediğim bir serinin daha sonu geldi. Yani şimdilik. Umarım yeni sezon olur ve en kısa sürede gelir.
Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder