51) Blockbuster/Vanessa Ramos
(yaratıcı) (2022-1 Sezon 10 Bölüm):
Dijital çağda analog bir dizi. Açıkçası ben video çağına çok adapte olma
fırsatı bulamadan internet dönemine geçiş yapanlardanım. Yine de CD, DVD
formatında filmler izledim elbette. Özellikle yatılı okul yıllarımda. Ancak
internet teknolojisi ve dijital platformlar geliştikçe filmleri fiziki olarak
satın alma ya da kiralama olayı rafa kalkmış gibi oldu. Bu dizimizde de film
kiralama işi yapan son blockbuster dükkânının dijital platformlar karşısında
direnme çabasını izliyoruz. Eğlenceli bir sitcom olduğunu düşünüyorum ve fakat
çok uzun ömürlü olur mu emin değilim. Yine de bu diziyi izlemek başka bir
sorgulamaya götürdü beni; peki ya sinema salonları? Tamam, sinema ilk
doğumundan beri hep bir mücadele halinde. Önce tiyatro ile kıyaslandı, ardından
televizyon çıktı sinema bitecek dendi, daha sonra evde video teknolojisi
sinemayı bitirir mi diye soruldu, günümüzde ise dijital platformlar en büyük
tehdit haline geldiler. Evet, evde sinema keyfi büyük bir konfor ve avantaj
sağlıyor ama sinemaya gitmek bir eylem, bir sosyalleşme, toplumsallaşma imkânı.
O yüzden sinema kültürünün korunması gerektiğine inanıyorum çünkü tamamen dijital
platformlar üzerinden ilerleyecek bir sinema geleceği, bizi daha fazla
bireyselleşmeye ve de yalnızlaşmaya itecektir ki insan doğası gereği sosyal bir
varlıktır ve başka insanlara ihtiyaç duyar. Kapitalist sistemin bizi içine
çektiği en büyük yanılgılarından birisi de bireyselleşmedir bana göre.
Bireyselleşmeyi özgürleşme üzerinden, tüketici olarak gördüğü bize satar
kapitalist sistem lakin aslında yalnızlaşma temelli bir bireyselleşmeye
hapseder bizi. Özgür bireyler olmak isterken, yalnız bireyler oluruz ki yalnız
olan, sistem karşısında her daim zayıftır. Elbette ben burada topluma,
kalabalıklara körü körüne bağlanıp her denilene biat edelim demiyorum. Elbette
her birimiz birer birey olarak kıymetliyiz ve bireysel özgürlüklerimiz ve
alanlarımız çok kıymetli ama aile ve toplum bağları gibi bizi diğer insanlara
bağlayan ilişkilerimiz de kıymetli. Kısacası ne tamamen toplumdan kopmalı, ne
de toplum içinde kişiliğimizi yitirmeliyiz. Aslında duruma göre hareket etmeli
ve her daim sorgulamalıyız. Genelde soru sormamız, sorgulamamız pek istenilen
bir şey değildir ama yine de her şeye inat sorgulamalıyız. Daldım gidiyorum da
ben buraya nasıl gelmiştim? Evet, sinema! Ne demeli; toplumsal bir birey olmak
için sinemalarımıza sahip çıkalım. Çok mu klişe oldu? Varsın olsun, şimdiden
iyi seyirleriniz olsun.
52) The Great North/Lizzie
Molyneux-Logelin & Wendy Molyneux & Minty Lewis (yaratıcılar) (2021-2
Sezon 33 Bölüm):
Açıkçası “Disney+” alıp da “Marvel” ve “Star Wars” dışında izleyecek bir şey bulamadığımı düşündüğüm anda
karşıma çıkan bir animasyon diziydi ve bir bölüm şans vermekten bir şey olmaz
dedim. Şimdi düşünüyorum da bu şansı verdiğime memnunum. 2 sezon nasıl bitti
anlamadım bile ve heyecanla üçüncü sezonu bekliyorum. Biraz ayrıntı verecek
olursam; dizimiz karlı ve sakin Alaska’da geçiyor ve öykünün merkezinde de “Tobins (yazılışından emin değilim) Ailesi”
yer alıyor. Eşi tarafından terk edilmiş kırklı yaşlarında bir baba ve onun her
biri birbirinden ilginç dört çocuğunun küçük bir Alaska kasabasındaki günlük yaşamına;
evlilik, ilişkiler, büyümek ve yaşlanmak gibi dertlerine ortak oluyoruz. Aslında
çok sıradan sayılabilecek bir konuyu oldukça sıra dışı anlatan bir dizi. Kesinlikle
tavsiye ederim.
53) Inside Job/Shion Takeuchi
(yaratıcı) (2021-2 Sezon 18 Bölüm):
“The Great North” ne kadar sıradan
olanı anlatıyorsa, bu dizi de tam zıt kutupta sıra dışı, uçuk kaçık bir öykü
sunuyor bize. Kısacası ABD ya da dünyayı yöneten gizli örgütler ile ilgili ne
kadar klişe ve efsane varsa bu dizide bulmanız mümkün. “Inside Job”dan biraz “Men in
Black”, biraz da “Rick and Morty”
havası alıyorum. Ben iki sezonu da hiç sıkılmadan izledim ve şöyle eğlenceli
bir yetişkin animasyonu arıyorum diyen herkese de mutlaka öneririm.
54) The Cuphead Show!/Netflix
(2022-3 Sezon 36 Bölüm): Bu
dizinin kökenine dair hiçbir fikrim yok ama sanırım bir yeniden üretim ama
önemli olan bu değil. Diziyi izlemeye başladım çünkü bende eski “Mickey Mouse” çizgi filmlerini
hatırlatan bir duygu uyandırdı ve neden olmasın dedim. Sonuçta sürekli yetişkin
animasyonu izleyecek halim yok ve dizi gerçekten eğlenceli. Dizinin yaratmış
olduğu fantastik evreni ve özellikle de “Şeytan”
karakterini çok seviyorum ama her ne kadar ana karakter olsa bile “Cuphead”e katlanmak mümkün değil.
55) Star Wars:Andor/Tony Gilroy
(yaratıcı) (2022-1 Sezon 12 Bölüm):
“Star Wars: Rogue One” pek sevdiğim
bir film değildi, gerçi Disney tarafından yapılan herhangi bir “Star Wars” filmini sevdiğimden de emin
değilim. O sebeple de bu dizinin duyurusu yapıldığı anda ne gerek var diye
içimden geçirdim çünkü filmler yüzünden “Disney”in
Star Wars evrenini berbat ettiğini düşünüyordum lakin “Disney+” üzerinden yayınlanan “The
Mandalorian” dizisi gibi projeler bakış açımı değiştirdi. Bence Disney,
Star Wars için kötü filmler ve iyi diziler üretti. Bu dizi de onlardan birisi;
yani Andor karakterini film sırasında pek sevmemiştim ama bu dizi kesinlikle
bakış açımı değiştirdi. Star Wars evreni içinde bize farklı yaşamları, farklı
karakterleri gösteren hoş bir dizi olmuş ve sanırım bir ikinci sezonu da
olacak. Heyecanla bekliyorum.
Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de şuradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder