İDL 2023-IV

 


21) Never Have I Ever/Mindy Kaling & Lang Fisher (2020-4 Sezon 40 Bölüm): Hint asıllı Amerikalı ana karakterimiz Devi için lisenin son yılı ve elbette aynı zamanda dizinin de final sezonu. Açıkçası çok eğlenerek izlediğim, güzel bir gençlik dizisi ve bittiği için bir parça üzgünüm. Yine de her güzel şeyin bir sonu vardır ve olmalıdır da çünkü onu kıymetli yapan o kısıtlı zamandır. Kısacası ergenlik problemleri etrafında şekillenen bir romantik komedi izlemek isteyenlere tavsiye edilir.



22) Human Resources/Kelly Galuska & Nick Kroll & Andrew Goldberg (2022-2 Sezon 20 Bölüm): İlk sezonunu çok sevdiğim bu dizinin ikinci sezonu da gayet keyifli. Yeni sezon özellikle ilk sezonun sonunda doğan genç Hormon Canavarı Montel’in kariyer gelişimine ve aile ilişkilerine, diğer taraftan da Mantık Kayası Pete ile Aşk Böceği Rochelle’in çetrefilli ilişkisine odaklanıyor. Elbette Emmy de Aşk Böcekliği kariyerinde ilk sezona kıyasla çok çok daha iyi bir noktaya geliyor. Karakter öyküleri bir yana yine bol bol erotik şakalar, aksiyon ve çatışmanın yaşandığı bir sezon izliyoruz. Üçüncü sezonu iple çekiyorum.



23) The Great North/Lizzie Molyneux-Logelin & Wendy Molyneux & Minty Lewis (2021-3 Sezon 55 Bölüm): Çok lafa gerek yok, bu aileyi ve Alaska’daki çılgın maceralarını seviyorum. Umarım daha nice yıllar süren bir efsaneye dönüşür.



24) Star Wars: Visions/Disney+ (2021-2 Sezon 18 Bölüm): Dürüst olmak gerekirse, biraz hayal kırıklığı yaşıyorum. Şöyle ki bu projenin ilk sezonuna bayılmıştım. 9 farklı Japon anime stüdyosuna kendi animasyon tarzları ve anime kültürü ile harmanlanmış “Star Wars” öyküleri anlatma fırsatı verilmiş; gerçekten efsane bölümleri olan bir sezon ortaya çıkmıştı. İkinci sezonda ise proje dünya geneline yayılmış ve her ne kadar birçok farklı kültürü yansıtan Star Wars öyküleri anlatılsa da ilk sezonun albenisinden uzak kalmış, bana göre bir noktada artık yorucu olan bir sezon yapılmış. Elbette ikinci sezonu daha çok sevenler de olacaktır ama ben kesinlikle oyumu ilk sezondan yana kullanıyorum.



25) Kafatası Adası/Netflix (2023-1 Sezon 8 Bölüm): “Universal” yapım şirketinin kurduğu “Monsterverse” dâhilinde gerçekleştirilen bu animasyon dizi, zaman olarak “Kong: Skull Island (2017)” filminin sonrasını anlatıyor. Bir grup araştırmacı, talihsiz olaylar sonucu kendilerini “Kafatası Adası”nda bulup Kong ile bir Kraken arasındaki çatışmanın içinde kalırlar. Kötü bir dizi değil, sadece 8 bölüm olduğu da düşünüldüğünde, bir fırsat verilebilir.



26) Kimetsu no Yaiba/ufotable (stüdyo) (2019-3 Sezon 48 Bölüm + 1 Film): Kesinlikle son yıllarda en sevdiğim animeler arasında ilk üçte yer alan bir yapım ama 26 bölümlük ilk sezon sonrasında gelen 11 bölümlük sezonlar biraz üzüyor. Yani anime bölümlerinin de ortalama 24 dakika olduğu düşünülürse ki jenerik falan derken siz o süreyi 20 dakika kabul edin, hüznümün nedeni daha iyi anlaşılacaktır. Ancak şunu da kabul etmem gerekiyor, hem ikinci sezon hem de bu üçüncü sezon az bölümden oluşsalar bile oldukça tempolu öyküleri ile izleyeni etki altına almayı başarıyorlar. Her iki sezonda da kısa zamanda tempolu bir anlatım tercih edilmiş, ben bunu gerçekten sevdim. Bir bakıma bazen olayı sakız gibi uzatmak yerine böyle kısa ve net anlatmak çok daha iyi. Bölüm sayıları ile ilgili tek sorunum ise bir sonraki sezona kadar çok daha uzun bir bekleyiş yaşayacak olmamız. Eğer şimdiye kadar bu animeyi duymadıysanız, mutlaka bir göz atın derim; oldukça eğlenceli bulabilirsiniz, tabi bulmayabilirsiniz de, sonuçta zevkler ve renkler ama ben şimdiden iyi seyirler diliyorum.



27) Secret Invasion/Disney+ (2023-1 Sezon 6 Bölüm): Son zamanlarda sürekli duyduğum bir eleştiri var; “Disney+” dizileri ve çok fazla içerik üretilmesi “MCU”ya zarar veriyor. Özellikle bu dizinin ardından ben de benzer bir görüşü savunmaya başladım. Eskiden yılda en fazla üç film gelirdi ve arada kalan süre içerisinde bir özlem oluşurdu. Şimdi hem MCU’yu özlemek için fırsatımız kalmıyor hem de bu tarz vasat ya da vasat altı dizi projeleri ile evrenin kalitesi düşüyor. Tamam, kabul ediyorum “Loki” gibi iyi olanları da var ama genel olarak Disney+’ta yayınlanan Marvel dizileri MCU filmlerinin kalitesinde değil. Maalesef “Secret Invasion” için de benzer yorum mümkün. 6 bölümlük sıkıcı bir diziydi. Evet, evren ve “Skrulllar” hakkında bize çok bilgi sundu ve “Nick Fury”yi daha iyi tanır olduk ama yine de yetersiz ve de temposuz bir anlatıydı.



28) The Witcher/Lauren Schmidt Hissrich (2019-3 Sezon 24 Bölüm): Açıkçası benim favori sezonum hala ilk sezon çünkü o üç zamanlı anlatı çok zevkliydi. Yine de üçüncü sezonun ikinciden çok daha iyi olduğu kanaatindeyim. Biraz sürpriz kaçıran olacak ama Geralt, Ciri ve Yennefer’in bir aileye dönüşmelerini ve birbirlerini kollamalarını izlemek çok güzeldi. Yine de çoğunlukla üzücü bir sezondu çünkü tüm bölümleri “Henry Cavill”in Geralt karakterini bıraktığını bilerek izledim ve sezonun son bölümünün son sahnesinde Geralt ormanın içinde uzaklaşırken onu tekrar göremeyeceğimiz gerçeği kalp kırıcıydı.



29) Muhteşem Örümcek Adam/Disney+ (2012-4 Sezon 104 Bölüm): “Disney Channel” zamanlarında karman çorman izlediğim bir diziydi ve “Avengers” dizisinden sonra bunu da izleyip bitirmek istedim. Sabah kahvaltılarımın vazgeçilmezi oldu diyebilirim. Eğlenceliydi.



30) The Bear/Christopher Storer (2022-2 Sezon 18 Bölüm): Yemek ve aşçılık teması etrafında şekillenen gerçekten kaliteli bir dizi. Bizi bir yandan içsel ve aile içi çatışmaların içine çekerken bir yandan da aşçılık dünyasının zorlukları ve de lezzetleri ile yüzleştiriyor. İkinci sezon özelinde ise karakterlerimizin tüm odağı restoranlarını yeni baştan yaratmak. Mutlaka tavsiye ederim.


Bir önceki listeye buradan ve bir sonraki listeye de şuradan ulaşabilirsiniz.


Kazan

Yorumlar